Gebelik hem anne açısından hem de bebek açısından beslenmenin en önemli olduğu evrelerden biridir. Çünkü hamilelik sürecinde gebenin vücudu çeşitli fizyolojik değişimler geçirmekte ve bu sebeple de yeterli ve sağlıklı beslenme bu aşamada önemli bir rol oynamaktadır. Gebelikte bazal, su ve mineral metabolizmasındaki değişimler, kan değerlerinde görülen bir takım değişiklikler, kilo alımı, gastrointestinal, endokrin ve bağışıklık sistemlerindeki değişimler bu dönemde beslenmeye olan ihtiyacı daha da arttırıyor. Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme, anne açısından doğum risklerini beraberinde getirirken, gebelik zehirlenmesi ve anne ölümlerine yol açabilir. Bebeklerde ise fiziksel ve zihinsel gelişim geriliğine, hastalıklara yakalanma riskinde önemli oranda artışa ve ölü doğuma zemin hazırlamaktadır.
Gebelik öncesi ve gebelik döneminde beslenme, hem anne hem de doğacak bebeğin sağlığını önemli oranda etkilemektedir. Bu nedenle hamile kadın gebeliği süresince; kendi ihtiyacı olan enerji ve besin öğelerini karşılamak, vücut depolarını dengede tutmak, bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişimini sağlamak, emzirmeye hazırlık için salgılanacak sütün enerji ve besin öğelerini karşılamak adına yeterli ve dengeli beslenmelidir.
Sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir bebek doğumu için dengeli beslenme şarttır.
Gebelikte günlük kalori ihtiyacına 350 kcal/gün ilave edilir. Her gebe günde;
80g protein, 1,5g kalsiyum, 30-60g demir ve A, B1, B2 ve C vitamini almalıdır.
Örneğin: Sabah; 1 su bardağı süt, 1 yumurta, 1 kibrit kutusu kadar peynir (30 gr), 5 adet zeytin,1 tatlı kaşığı bal-reçel veya pekmez, 2 ince dilim ekmek (50 gr), salata. Ara; 1 porsiyon meyve, yarım su bardağı süt. Öğlen-Akşam; 1.5 köfte kadar et, (tavuk, hindi, balık, dana eti), 1 kâse çorba (mercimek, tarhana, sebze), 1 tabak zeytinyağlı sebze yemeği, 2 yemek kaşığı makarna veya pilav, yeşil salata, 1 porsiyon meyve,1 kâse yoğurt, 2 ince dilim ekmek. İkindi; 1 porsiyon meyve, 1 su bardağı süt veya yoğurt. Yatarken; 1 su bardağı süt, peynir, ince dilim ekmek.
Besin grupları | Normalde | Gebelikte |
1. Et, kurubaklagil, yumurta: Her çeşit et, tavuk, balık, kuru fasulye, nohut, mercimek vb. | 2 porsiyon; 2 yumurta 1 porsiyon, 1 et veya kuru baklagil yemeği veya etli sebze yemeği 1 porsiyondur. | 1 porsiyon daha fazla |
2. Süt ve süt ürünleri: Süt, yoğurt, peynir | 2 porsiyon; 1 su bardağı süt veya yoğurt 1 porsiyondur, 2 kibrit kutusu kadar peynir veya çökelek 1 porsiyondur | 1 porsiyon daha fazla |
3.Tahıllar: Ekmek, pirinç, bulgur, makarna, şehriye, börek, tarhana vb. | Hiç veya 1 porsiyon (3-6 dilim ekmek) | 1 dilim ekmek daha fazla |
4. Taze sebze ve meyve | 3-4 porsiyon; en az bir porsiyon yeşil yapraklı sebzelerden, turunçgillerden veya domatesten | 1-2 porsiyon daha fazla |
Ayrıca genel olarak beslenme için gebelere;
gibi öneriler verilebilir.
Gebelikte önemli olan fazla gıda almak değil, dengeli gıda almaktır. Üç öğün arasında ek öğünler alınarak enerji ihtiyacının düzenli karşılanması sağlanır. Tüm gebelik boyunca alınması gereken ideal kilo 10-12 kg dır. Gebelik süresince yetersiz ağırlık kazanımı (6 kg’ın altında) düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme şansını artırmaktadır. Normal ağırlık kazanımı olan kadınlar, çok veya az ağırlık kazanımı olan kadınlardan genellikle daha az probleme sahiptir.Sağlıklı yetişkin kadınlar için gebelik süresince normal ağırlık kazanımı 10-14 kg ( ayda 1-1.5 kg) arasındadır.18 yaş altı, fiziksel aktivitesi çok olan hamilelerde ve gebelik başlangıcında zayıf olan kadında bebeğin beslemesinde güçlük olabilir. Bu gebelerin 14-16 kg ağırlık kazanmaları istenir. Hamileliğin başlangıcında şişman olan kadının fazla ağırlık kazanmasına gerek yoktur. Aşırı şişmanlık doğum zorluğuna neden olabilir.Unutulmaması gereken bir diğer husus ise gebeliğin 4. ayından itibaren annenin zayıflaması sakıncalıdır.
Çok Tüketilmemesi Gerekilen Gıdalar
Ardıç Meyvesi: Fazla kullanılması halinde erken doğum veya düşüğe neden olabilir.
Ayıüzümü Yaprağı: Zararlıdır.
Barut Ağacı Kabuğu: Rahim kasılmasını arttırır.
Ekinezya Otu: Gelişimi engelleyebilir.
Kınakına Kabuğu: Zehir etkisi gösterir.
Maydanoz Otu ve Kökü: Rahim kasılmasını arttırır.
Meyan Kökü: Günde 100 mg glisirizik asidin’den fazla kullanılması hormon dengelerini engeller.
Öksürükotu Yaprağı: Zehir etkisi gösterir.
Ravent Kökü: Rahim kasılmasını arttırır.
Sarısabır: Rahim kasılmasını arttırır.
Sinameki Yaprağı ve Meyvesi: Rahim kasılmasını arttırır.
Yılanotu Kökü: Gelişimi engelleyebilir
Zencefil Kökü: Zehir etkisi gösterebilir.
Gebelik süresince; gebelikte vitamin ve mineral alımı hem annenin sağlıklı ve sorunsuz bir gebelik süreci geçirmesi hem de bebeğin gelişimini en iyi şekilde tamamlaması için önem taşımaktadır. Bu besin grupları enerji vermezler ancak temel besin gruplarındandır.Vücudumuz tarafından üretilemezler. Bu yüzden vitamin ve mineraller gebeliğin getirdiği besin öğesi ihtiyaçları çeşitli besinleri içeren, yeterli ve dengeli bir diyetle karşılanabilmektedir.Ancak bazı durumlarda kişinin doktoru doğum öncesi multi-vitamin ve mineral suplemanı kullanımı önerebilir. Ayrıca tam bir vejeteryan diyet uygulamak (hayvansal kaynaklı hiçbir besin yok), çoğul gebelikler (ikiz,üçüz) veya diyette bazı besin öğelerinin yetersiz olması gibi nedenlerden dolayı gebelik süresince bir supleman (besin desteği) kullanmayı gerektirebilir. Bu tür takviye edici gıdalar dahil olmak üzere ilaçlar doktora danışılmadan kullanılmamalıdır.
Gebelik yetersiz ve dengesiz beslenme vb. nedenlerle vitamin ve mineral yetersizliği ile sıklıkla karşılaşılabilir. Vitamin mineral yetersizliği annede kansızlık, kemik zayıflaması, diş çürümesi gibi sorunlara yol açabilirken, gebelikte bebeğin büyüme ve gelişimesi açısından önemli olduğu için yetersizliği bebekte gelişme geriliği ve erken doğum gibi durumlarla karşılaşılabilir.
Gebelikte vitamin ve mineral açısından yetersiz beslenen kadınlarda;
gibi durumlar görülebilir.
Gebelikte en sık rastlanan sorunların başında özellikle ilk aylarda annelerin bulantıları olmaktadır. Bulantılar 14 haftadan itibaren hızla geçmeye başlar 8 ve 14 haftada bulantıları en yüksek seviyede görülür. Bulantılar olduğunda ise yemeklerden hemen önce ve hemen sonra su içmesini tavsiye edilmez çok yağlı ekşi acılı baharatlı yiyeceklerden uzak durması gerekmektedir. Çok fazla bulantısı varsa sabah yataktan kalkmadan leblebi tuzlu bir bisküvi ya da böyle toz gibi hafif tuzlu ve kuru gıdalar ile beslenmesi yataktan kalktıktan yarım saat sonra normal kahvaltı yapılabiliyorsa yapılması tavsiye edilir. İkinci olarak çok fazla rastlanılan sorunsa Anemi (kansızlık) dir. Gebelikte daha fazla ortaya çıkar bunun için annenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi gerekmektedir. Bunun için demir içeriği yüksek gıdalarla beslenmesi çok önemlidir. Bu gıdalar özellikle yeşil yapraklı besinler, kırmızı et yumurta sarısı, kuru baklagiller ve sabah kahvaltıda her gün bir yumurta yenmesi tavsiye edilir. Öğün aralarında annenin şeker ile bir problemi yoksa küçük bir avuç siyah kuru üzüm yenilebilir. Buna rağmen halsizlik ve baş dönmesi annede fazla ise demir depolarına baktırıp hekim tavsiyesi ile demir preparatlarına ilaç başlanabilir.
Mide yanması/ekşimesi daha çok gebeliğin son üç ayında görülen mide ekşimesi, bebeğin sindirim organları üzerine baskıda bulunması sonucu oluşmaktadır. Rahatsızlıkları hafifletmek için:
İlk olarak gebelik sırasında başlayan veya fark edilen çeşitli derecelerdeki glikoz intoleransıdır.
Beslenme Tedavisinde Hedefler
Beslenme eğitiminde verilecek bilgiler:
İri bebek (doğumda güçlük yaratacak derecede 4500 gramın üzerinde) doğmasına, bebekte ve annede bazı sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle gestasyonel diyabet (hamilelikte şeker) tanısı ve doğru tedavi yöntemi önemlidir. Gestasyonel diyabet, çoğunlukla doğumdan sonra geçen bir durumdur.
Çölyak hastalığı; besinlerdeki buğday, arpa ve çavdarda bulunan gluten adlı bir proteine karşı hassasiyet ile ortaya çıkmaktadır. Çölyak hastası hamile olan kişilerinde glutensiz beslenmesi gerekmektedir. Hamilelikte glutensiz beslenme için listeye yazılabilecek ilk gıda maddeleri tam tahıllı yiyeceklerdir. Pirinç, mısır, soya gibi gıdalar, hamilelerin gerekli enerjiyi alabilmesini, güçlü kaslara sahip olmasını sağlamaktadır. Ceviz ve badem gibi kuruyemişlerin içeriğindeki lif ise, kabızlığın önüne geçebilmekte ve bağırsakların düzgün çalışmasına yardımcı olabilmektedir. Bunun ile beraber hamilelikte glutensiz beslenme listesinde besleyici meyvelerin ve yeşil yapraklı sebzelerin de yer alması gerekir. Yeşil yapraklı sebzeler yeteri kadar demir ihtiyacını karşılamaya yardımcı olurken, glutensiz beslenmeye tavuk, et, yumurta gibi vejetaryen olmayan yiyecekler de eklenerek gerekli mineral ve protein ihtiyacı karşılanabilmektedir.
Gebelik öncesinde olabileceği gibi gebelik esnasında da meydana gelebilir.Tiroid hastalığı belirtileri gebelikte gözlenen belirtilerle çarpıntı gibi halsizlik iştahsızlık bulantı kusma gibi belirtiler ve benzer olması tanı ve tedaviyi geciktirebilir. Özellikle gebeliğin 14 haftadan itibaren plesentadan salgılanan tiroid hormonu düzenli olarak artış gösterir. İlk 14 hafta sonuna kadar anneye bağımlıdır. Annenin tiroidin aşırı salgılanması bebeğin büyümesi ve erken beyin fonksiyonlarının gelişimi açısından çok önemlidir.Gerekli testler yapıldıktan sonra yüksek tiroid veya düşük tespit edilir. Ancak bir de hashimato tiroiditi ottoimmün salgılan hastalık mevcuttur bunun için anti tpo diye adlandırılan testin pozitifliği tiroid hormonları normal olsa bile düşük riski arttırır ve tüp bebek başarısızlığı için risk faktörüdür. Bu sebepten dolayı iyot vücudumuz için çok önemlidir fakat Hashimato tiroiditi iyot sınırlandırılır.Özellikle bu gebelerin iyotsuz tuz tercih etmesi gerekmektedir. Guatrojenik besinler sınırlandırılmalıdır. Bu besinler soya, ıspanak, darı lahana, roka, turp gibi brokloli karnabahardır. Bunlar ile beslenen hayvanların sütü de sınırlandırılmalıdır. Tiroid hastalığı için B grubu vitaminler ve Omega3 çok değerlidir. Bu nedenle haftalık 400 gr kadar balık tüketmeye özen göstermelidir. Margarin terayağı gibi doymuş yağlardan uzak durulmalıdır. Yemeklerde daha çok zeytin yağı kullanılmaldır. Tiorid olan gebelerimizde ödem şikayeti diğer gebelere göre daha çok olmaktadır bu yüzden su tüketimine dikkat edilmelidir.
Tuzlu olan tüm gıdalardan uzak durmalı salamura yiyecek uzak durmalı etikette sodyum oranı yüksek olan besinleri beslenmesinden çıkarmalıdır.
Astım hastası gebelerin antioksidanlarca zengin gıdalarla beslenmesi bu dönemde büyük önem taşır. Bunlar havuç, ıspanak, marul, domates, patates, brokoli, kavun, portakal ve balkabağı C vitamini kaynağı besinlerdir. Gebelik dönemi boyunca D vitamini özellikle D2 ve D3 vitamini bebek gelişimi için çok önemlidir. D vitamininin; bağışıklık fonksiyonlarını iyileştirerek, inflamasyonu baskılayıcı etki gösterip kortizonlu ilaçlara karşı direnci azaltarak ve kortizon ilaçlarının etkilerini güçlendirerek astımlı hastalarda faydalı etkiler yaptığı biliniyor. Bu yüzden astım hastası bir gebe için D vitamini takviyesi aşırı önem teşkil etmektedir. Destek programları daha dikkatli ve özenli yapılmalıdır. Ayrıca günlük tuz kullanımı da sınırlandırılmalıdır.
Vertigolu gebelerin alkol, kafein, sigara, kola, çikolata gibi besinlerden uzak durmaları gerekmektedir.
Hamilelikte beslenme hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Hamilelikte yetersiz ve dengesiz beslenme erken doğum, düşük, ölü doğum, anemi gibi birçok olumsuz sonuca sebep olabiliyor. Bunun yanında anne adayının bu dönemde çevresinden aldığı yorumlar ve fikirler kafasında pek çok soruya ve kararsızlığa sebep olabiliyor.”Çok ye, sen iki canlısın.” anlayışının yaygınlığı ve anne adayına yemesi yönünde yapılan psikolojik baskı da düşünülürse, beslenmeyle ilgili yanlış bilgilerin pek çok anne adayını etkilemesi kaçınılmaz.
Vitamin takviyesi almak besinin yerini tutar.
Hiçbir besin takviyesi veya vitamin desteği doğal beslenmenin yerini tutamaz ve aynı etkiyi yaratmaz. Şu anda bilinen ve suni olarak elde edilerek kullanıma sunulan vitamin ve diğer maddeler yanında henüz varlığından haberdar olunmayan yüzlerce madde ve vitamin bulunduğunu tahmin ediliyor. Anne sütünün asla taklit edilememesi gibi hiçbir madde karışık beslenme neticesinde insan vücudunda besin maddelerinin yarattığı etkiyi net olarak yaratamaz. O nedenle hamilelik döneminde vitamin takviyesi alınsa da iyi beslenme alışkanlıkları sürdürülmeli.
Sıvı tüketimini artırmak için meyve suları tüketmek;
Sıvı tüketimini artırmanın en iyi yolu su içmeyi artırmaktır. Piyasada satılan ve içinde katkı maddeleri bolca olan meyve suları başta olmak üzere evde hazırlanan sıkma meyve suları da bol kalori içerirler ve günlük kalori alımını gereksiz yere artırırlar. Meyve suyu içmek, meyve yemenin yerine geçmez. Çünkü meyve yendiğinde alınan lif maddeleri bağırsakların çalışmasına da yardımcı olurlar. Bu yüzden hamilelik süresince meyveleri taze olarak tüketmeye ve bol bol su içmeye özen gösterilmeli.
Aşırı kilo alımı anne adayının yanlış beslenmesiyle ilgilidir.
Bazı anne adayları günlük kalorilerini hesaplayarak gıda tüketmelerine rağmen yine de kilo aldıklarını ifade ederler. Bunun nedeni bazı anne adaylarının vücutlarında ödem oluşma eğiliminin diğerlerine göre daha fazla olmasındandır. Tuz tüketimini kısıtlamak ve su tüketimini arttırmak yapılabilecek en iyi şeylerdir. Bu yüzden her kilo alımı beslenmeye bağlanmamalıdır.
İki canlısın bol bol yemek yemelisin.
Gebelik süresince bebeğin beslenmesi için, anne adayları daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar. Ancak bu gebenin porsiyon miktarının iki bireyin porsiyon miktarına eş değer olması anlamına gelmez. Hamile kadının normalde aldığı günlük kalori ihtiyacına sadece 350 kcal ilave etmesi yeterlidir. Gebelikte beslenmede önemli olan tüm besin gruplarını aşırıya kaçmadan tüketip, dengeli bir biçimde uygun kalori dağılımı ile anne ve bebek için yeterli kilo alımını sağlamaktır.
Tatlı ye, sütün gelsin.
Her gebenin fizyolojisi farklıdır. Her gebenin sütünü farklı gıdalar artırabilir. Temel olan gebenin bol su içmesi ve uyku düzenini kurmasıdır. Bol sıvı alan ve dinlenen annelerin sütü artar. Ayrıca tatlı tüketiminin sütü artırdığı düşüncesi yanlıştır. Bunun asıl sebebi tatlı tüketenlerin su içimi fazlalaştığı için sütünün artmasıdır.
Doğru planlama yapıldığı zaman vegan ve vejetaryen beslenme gebeler için sağlıklı ve besinler anlamında yeterlidir. Gebeliğin ilk üç aylık döneminde kalori ihtiyacı aynı kalır sadece ikinci ve üçüncü trimesterde 300 kalori fazla alınması gerekir.
Bitkisel ürünler daha az kaloriye sahip olduğu için vegan veya vejetaryen gebelerin enerji alımlarına dikkat etmesi gerekir. Daha fazla kalori alabilmek için yüksek yağlı gıda ve kalori yoğun gıda tercih edilebilir.
Örneğin; Avokado, bitkisel sütler, soya gıdaları, kuruyemişler, baklagiller, fıstık ezmesi, yulaf…
Vegan veya vejetaryen beslenen gebelerde folik asit, B12 vitamini, kolin, demir, D vitamini, kalsiyum alımının özel önemi vardır.
Süt ve süt ürünleriyle beslenmiyor olmak kusma ve bulantı ihtimalini en aza indirgese de her fırsatta yürüyüş yapmak, çiğ badem ve zencefilli çay tüketilmelidir.
Clinical Nutrıtıon Dergisinin bir araştırmasına göre vegan insanlar diğer insanlarla kıyaslandığında veganlar günde 473 mcg folat alırken diğer insanlar 226 mcg folat alıyor.
İstatistikler vegan annelerde gebelik şekeri vakalarının daha az görüldüğünü ve bu anne adaylarının gebeliği daha sağlıklı bir kiloda tamamladıklarını gösteriyor.
Yapılan araştırmalara göre vegan gebelerin doğumdan sonra eski vücut yapılarına ve kilolarına dönmeleri daha kolaydır.
Soothen Tıp Dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre 775 vegan anne preeklampsi açısından takibe alınıyor. Preeklampsi normalde yüz gebelikten beşinde görülürken bu grupta 775 vegan annenin sadece birinde preeklampsi bulgusu görülüyor.
KAHVALTI | ARA | ÖĞLEN | ARA | AKŞAM | ARA |
1 su bardağı soya sütü 5-6 yemek kaşığı musli 1 avuç kuru üzüm 1 dilim fıstık ezmeli kızarmış tam tahıllı ekmek 1 su bardağı portakal suyu 2-3 adet tam ceviz | Az yağlı humus dip sos ile buharda pişmiş sebzeler. | Kuru baklagil yemeği Bulgur pilavı veya haşlanmış kinoa Bol salata | 3-4 kuru incir veya 1 avuç kuru üzüm 1 avuç dolusu fındık/badem/ceviz karışımı 1 su bardağı soya sütü | Sebze yemeği 2 dilim tahıllı ekmek veya makarna Bol salata (zeytinyağı ve limon ile) | 2 porsiyon taze meyve 1 avuç fındık/badem/ ceviz karışımı |
Aşerme Nedir?
Aşermek anne adayının herhangi bir yiyeceği aşırı miktarda canının çekmesidir. Genellikle gebeliğin ilk aylarında başlar ancak gebeliğin herhangi bir haftasında da başlayabilir. Hamile kadınların neredeyse üçte ikisinde görülmektedir. Ancak bazı kadınlarda hiç görülmeyebilir.
Aşerme normal karşılanan bir durumdur ancak gebelikte normal beslenme düzeninin önüne geçebilecek düzeyde ve sürekli olduğu zaman doktora başvurulması önerilmektedir. Ayrıca gebelik sürecinde aşerme, sık hale geldiğinde kilo problemi yaratabilmektedir.
Aşermek, bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum değildir. Yani, “Hamileler aşerir” diye net bir kuram yoktur. Bazı uzmanlar, aşermenin hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir durum olabileceğini belirtiyor.
Aşermenin Sebepleri Nelerdir?
Gebelik sürecinde hormonal dengenin değişmesi, gebelikte sürekli gerçekleşen hücre oluşumu, vücutta meydana gelen eksiklikler, psikolojik etmenler, fetüsün ihtiyaç duyduğu maddeleri annenin vücudundan alması, hamilelik süreci boyunca dengeli ve düzenli beslenilmemesi aşermeye neden olur.
Gebelik sürecinde anne adayları birçok farklı besine aşerebilirler. Aşerilen besinler aslında anne adayına vücut tarafından verilen bir mesaj yerine geçmektedir. Vücut hangi gıdalara gereksinim duyuyorsa bunu aşerme vasıtasıyla istemekte ve büyük bir isteğe neden olmaktadır. Bu aşerme kimi zaman tuzlu, kimi zaman tatlı şeylere karşı ortaya çıkarken, bazen baharatlı bazen de asitli şeyler aşerilebilmektedir.
Hamilelikte Tuzlu Yiyecekler Aşermek
Tuzlu yiyeceklere aşeren vücudun mesajı sodyum eksikliğidir. Eğer sodyum eksikliğine sahip bir beslenme düzeni varsa vücut ana maddelerinden biri sodyum olan tuzu aşererek bu ihtiyacı istekle elde etmek istemektedir. Tuzlu yiyeceklere aşermenin bir diğer sebebiyse kan hacminin artmasıdır. Tuz tüketildiği zaman kan hacmini artıran bir gıdadır. Bu nedenle eğer vücut düşük tansiyonu yani yüksek kan hacmini seviyorsa tuzlu yiyecekleri aşermeye yatkın olabilir.
Hamilelikte Tatlı Yiyecekler Aşermek
Birçok kadın gebelik sürecinin büyük bir bölümünde tatlı gıdalara aşerir. Bunun sebebi kan şekerinin düşük olması ve vücudun şekere ihtiyaç duymasıdır. Vücut, şekere olan ihtiyacını aşerme yoluyla gösterir ve tatlı şeyler aşerir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken asıl kural tatlı tüketirken aşırıya kaçmamaktır. Çünkü bu durumda kilo problemi ile karşı karşıya kalınabilir ya da tercih sağlıklı tatlılardan yana kullanılmalıdır. Örneğin; kuru yemişler (kuru üzüm, incir, cennet hurması…) şekerli meyveler (şeftali, muz, elma, üzüm incir, portakal…)
Hamilelikte Asitli Yiyecekler Aşermek
Bazı gebeliklerde anne adayının asitli besinleri aşerdiği gözlemlenmektedir. Greyfurt, portakal, limon gibi yiyeceklere karşı ortaya çıkan bu aşermenin iki tür mesajı olabilir. İlk mide asidinin az olmasıdır. Mide, yeterince salgılayamadığı asidi dışarıdan almak için asitli yiyecekler aşerilmektedir. İkinci sebep ise C vitamini eksikliğidir. Narenciye ürünleri C vitamini açısından oldukça zengindir. Vücut bu bakımdan bu yiyecekleri aşerebilmektedir.
Hamilelikte Kum, Toprak, Kil veya Pil Aşermek
Yiyecek olmayan kum, toprak, kil ya da pil gibi şeylerin aşerilmesi psikolojik bir sorundur. “Pika” olarak adlandırılan yiyecek olmayan şeyleri aşerme sendromu bir psikiyatrist tarafından kontrol ve tedavi edilmelidir. Çünkü bu tür şeylerin yenmesi hem annenin hem de bebeğin sağlığını tehlikeye sokmaktadır. Bu durum uzmanlar tarafından genel mineral ya da demir eksikliği olarak yorumlanmaktadır. Eğer gebe dengeli ve düzenli beslenir ve hekimlerden gerekli desteği alırsa bu sorunun üstesinden kolayca gelinir.
Gebelikte Aşermeyi Kontrol Altına Almak
Bir aşerme kontrol altına alınmazsa çok gıda tüketimine ve kilo artışına sebep olabilir. Bu da hem annenin hem de bebeğin sağlığını tehdit eder. Bunun için;
gibi önlemler alınarak aşerme kontrol altına alınabilir.
Gebelikte Aşerme Ne Zaman Biter?
Hamilelik sürecinde kadın vücudunda artan östrojen ve progesteron hormonları da aşermenin sıklığını ve şiddetini artırmaktadır. Doğumun ardından bu hormonlar eski normal seviyelerine dönecektir. Dolayısıyla aşerme de zamanla azalacaktır. Genellikle gebeliğin 3.- 4. aylarında azalır veya biter. Nadiren daha ileri aylara kadar sürebilir.
KAYNAKÇA
[1]. İrge, E., Timur, S., Zincir, H., Oltuluoğlu, H., Dursun, S., Gebelikte Beslenmenin Değerlendirilmesi, STED/Sürekli Tıp Eğitim Dergisi, 14(7), 157-160, 2005.
[2]. B, ÖZALPER – Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2(2), 270 -278, 2014 – dergipark.org.tr
[3]. Coşkun, A., Özdemir, Ö., Gebelikte Vitamin-Mineral Kullanımı Ve Beslenmenin Irdelenmesi, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi, 6(3), 155-170, 2009.
[4]. Williamson, C.S., Nutrition in Pregnancy, British Nutrition Foundation Nutrition Bulletin, 31(1), 28-59, 2006.
[5]. A Coşkun, Ö ÖZDEMİR – Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi, 2009 – app.trdizin.gov.tr
[6]. Baysal A. Beslenme, 10. Baskı, Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 2000, ss 419-428.
[7]. TC. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü; Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi, Ankara, 2004.
[8]. Samur G; Gebe ve Emzikli Kadınların Beslenmesi, Ankara İli Beslenme Alışkanlıkları Sempozyum Kitabı, VEKAM Yayın No1,1999.